top of page

Tüm Paylaşımlar

BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK/HARPER LEE

  • Yazarın fotoğrafı: acarsimay
    acarsimay
  • 22 Kas 2018
  • 3 dakikada okunur

Aslında kitabı 12 yaşında ufak bir kız çocuğundan dinliyoruz. Bana göre kitabın en güzel yanlarından biri de bu küçük kızdan dinlediklerimdi. Yaşlılar, hastalar, çocuklar.. Hepsi de dünyada diğer insanlara göre daha saf ve daha yardıma muhtaç gibi görünürler. Ben dünyadaki en kıymete değer şeyin çocuklar olduğunu düşünüyorum. Bir çocuğa öğrettiğiniz , ona yaşattığınız her şey hayatı boyunca onunla gidiyor. Kitapta da bunu bu şekilde görüyoruz. Atticus romanın en değerli parçası bana göre. Öncelikle insan olmayı başarabilmiş bir birey. Gerçek anlamda insan olmak.. Sonrasında iyi bir baba olmak ve daha sonra başarılı bir avukat olmak. Çocuklarına yaptığı mantıklı açıklamaları , insanların sevgisini ve saygısını kazanması, yüzüne tüküren bir insana gösterdiği tepkiyle saygıdeğer bir insan olduğunu daha çok düşünüyorum. Bunlar normal gibi görünse de o zamanın koşulları da düşünüldüğünde bir birey için sahip olunabilecek en değerli özellikleri barındırıyor.



Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Alabama şehrinden ve Maycomb kasabasında bir arada yaşadıkları insanlardan bahsediyor küçük Scout. Şehirde geçimin kolay olmadığını ve özellikle şehrin özelliklerinin insanı daha çok zorladığından bahsediyor. Şehirle ilgili şu cümleler beni okurken biraz yoruyor ; “Nedense eskiden hava daha sıcaktı; bir yaz günü siyah bir köpek soluk almakta zorlanır …Erkeklerin kaskatı kolalı yakaları sabah saat daha dokuz olmadan dikliğini kaybederdi. Kadınlar öğleden önce ve saat üç uykusundan sonra banyo yapar, gece olduğunda ise terler, pudra şekeri kaplı o güzelim yumuşak kekleri andırırlardı.” Ve ardından yorucu birkaç cümle daha geliyor. Fakat genel olarak sıkıcı bir şehir değil de, yaşam şartlarının biraz zor olduğunu belirtiyor. Sıcakta yapılacak şeylerin çok az olduğunu ve insanların işlerinin çok çabuk bittiğini anlatıyor. Scout’a göre Maycomb’da yapılacak az şey vardır ve bir güne bir çok şeyi sığdırmak kolaydır. Bu genel olarak sorumluluğun az olduğu ve biraz daha huzurlu bir şehir olduğunu düşündürüyordu ilk sayfaları okurken. Fakat aynı toplumda yaşayan insanlar arasındaki özellikle ırk ve sonrasında sınıf ayrımını görmek asıl zor bir yaşantının orada olduğunu hissettirdi. İnsanlar genelde kitapları okurken kendilerini hep baş kahramanların yerine koyar ve kitabı yaşamak isterler. Ben bu kitapta kendimi Alabama eyaletinde yaşayan herhangi bir “siyahi”nin yerine koydum ve sürekli olarak o yaşantıdan kaçmaya çalıştım. Çocukların Radleyler’e olan korkularını bile şu cümlelerle anlatıyorlardı; “bir zenci geceleyin asla Radleyler’in evinin önünden geçmez, yolunu değiştirir, karşı kaldırımdan ıslık çala çala yürürdü.” Neden bir zenci? Ve yahut “Calpurnia’ya göre bunların hepsi bir zenci uydurması” cümlesini Scout’un 6 yaşındayken kurması… Siyahiler onlar için yalancı, korkak, güçsüz ve fakirler. Bu ırk ayrımını kitabın iki bölümünde de sıklıkla görüyoruz maalesef. Birde sınıf ayrımı vardı kasabada. Cunninghamlar’dan bahsediyor Scout. Onlar işçiler, tarım yapıyor birşeyler yetiştiriyor ve borçlarının tamamını bu şekilde ödüyorlardı. Şehirin sıkıntılı dönemlerinde onlar daha da zor geçiniyorlardı. Aslında kendilerini o toplumdan geri çekmişler gibi görünüyordu.

Kitap Scout, Jem ve Dill adındaki bu üç çocuğun maceraları etrafında birleşirken, onları en etkileyen şey Radley’lerin evi oluyor. Radley’lerin oğlunun geçmişte yaşadıklarından dolayı evden çıkmaması bu üç küçük çocuk için minik kalplerini yerinden çıkaracak heyecanlara sürüklüyor onları. Öcü Radley onlar için çocukluklarının en heyecan dolu macerası haline geliyor. Tatil boyunca bütün zamanlarını Öcü Radley’i görmek ya da onu dışarıya çıkarmak için harcıyorlar.

Peki ya Bülbülü Öldürmek ismi nereden geliyor? Noelde Atticus Scout ve Jem için tam da bekledikleri hediyeyi alıp getiriyor. Güzel süslenmiş kutuların içerisinde tüfekler. Fakat bir uyarıda bulunuyor. Onlara herşeye ateş edebileceklerini fakat bülbülleri öldürmemeleri gerektiğini çünkü onların tek amaçlarının bize şarkı söylemek olduğunu söylüyor. Aslında Atticus kitap boyu yaşanan olaylara karşı bize bülbülü öldürmenin günah olduğunu değil suçsuz ve iyi niyetli olanın zarar görmemesi gerektiği mesajını vermek istiyor. İkinci bölümde tecavüzle suçlanan siyahi genç adamın suçsuzluğu bile bu cümleleri tekrar okuduğumda daha çok canımı acıtıyor. Ya da Radley’in oğlunun içinde yaşadığı o travmatik olayların onu nereye sürüklediğini kimsenin görememesi… Kitapta kahramanların tamamının, çocuklar ve Atticus da dahil tamamının önyargı ve şüpheyle geçen bir yaşamı var. Ve bana göre bu o küçük kasabada yaşanması gereken son durum olmalıydı. Fakat kasabadaki farklılıklar insanları ne hale getiriyor bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Kitaptaki bülbüller (boo, dill, scout,jem, tom robinson…) bize hayatın gerçeklerini en açık şekliyle ancak bu kadar yakından gösterebilirdi. Üzerine sayfalarca yazabileceğim bir kitap aslında fakat eminim her düşüncede her konuşmada aklımda kitabın ayrı bir kısmı canlanacak. Son olarak bence bu kitaptaki bülbülleri öldürmenin günahını yalnızca öldürenler değil, buna göz yumanlar da üstlenmiş olmalılar. O bülbüller kitaptaki kostümlü gösterinin adında olduğu gibi “ nice badireler atlatıp yıldızlara ulaşacaklar.” Fakat bülbülü öldürenler ve bu ölüme göz yumanlar…


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Sonuçsuz arzum

Canım daha ne kadar yanar? Ne zaman tamamıyla nefrete döner her şey? İçim çok acıyor artık. Kazıyıp duruyorum bir şeyleri. Geçsin...

 
 
 
.
.
 
 
 
..

Sordun ya bana hani.. "sana yetemedim mi?" diye. Yetemedin. Bana yetemedin çünkü beni yarım bıraktın. Bana yetemedin çünkü beni hep...

 
 
 

Comments


©2023 by Simay Acar. Proudly created with Wix.com

bottom of page